Mustafa ASLAN
  mustafa aslan'ın nurettin iğci ile ilgili yazıları
 


BAY BUŞ

                                    

 

            Mizahın muhalifliği tartışılmaz. Ülkemizde, son yıllarda mizah muhalif yörüngesin den çıkarılmaya, sulandırılmaya çalışıldığı gibi muhalif mizahçılara da  dava üstüne dava açıldı, erk sahiplerince.

            Nurettin İğci “Bay Buş” adlı yapıtıyla muhalif tavrını açıkça ortaya koymuştur. Bu tavır özgürleştirme adı altında yeryüzünü kan gölüne çeviren ABD’ye ve onun  yerli işbirlikçilerine  karşıdır.

            Kitapta Buş’un yanı sıra; Dik Çene, Rays, Buş’un karısı Lora ve çocukları başlıca kahramanlardır. Yapıt kısa kısa bölümlerden oluşmaktadır. Bu bölümlerden kimilerinin adları şöyledir: Top Dedinizde Aklıma Geldi, Mermi Desenli İç Çamaşırları, Dedi ki: “Irak’ı işgal et!”,  İran İle Suriye’yi Ham Yapacağım!, Esmer Bomba, Buş’a Kıymayın Efendiler, Kadın Olmak İstiyorum!, Ne Olmuş Özgürlük Anıtı’na, Heri Potır da kim? Bundan Böyle Adın  Ümmi Lora!, Kopya Buş Ha!, Bekle Dünya, El Buş Geliyor…

 

            ÖZGÜRLEŞTİRME DEĞİL KÖLELEŞTİRME

            İğci, “Bay Buş” yapıtının başında ABD’nin  İran, Irak ve Suriye’ye ilişkin  işgal, yok etme planından  söz eder, dünyadaki insanlığa karşı işlediği suçları da göstererek.Buş’u bir dünya kralı olarak gösterir. “Her şey petrol için “ sözüyle, “Her şeyin insan için” olmadığını, özgürleştirme değil köleleştirme olduğunu vurgular.

            “Her şey petrol için! Her şey petrol için!” (s.16)

Günümüzde ABD işgal ettiği ülkelere demokrasi getireceğini ileri sürüyor, tıpkı Nurettin İğci’nin “Bay Buş” adlı mizah yapıtında olduğu gibi.

“-Ee bir yandan Irak ile uğraşırken, b ir yandan  da yeni saldırılar… Affedersin, yani özgürleştirmeler için  kafa patlatmak zor elbette.” (s.16)

 

            KORKU İMPARATORLUĞU

            Dünyaya kan kusturan ABD kralı “Bay Buş” 11 Eylül’de ikiz kulelerin tuz buz edilmesinden sonra uçan sineklerden  bile korkar olmuştur. Hem Dünya’ya korku salmaktadır, hem de kendisi korku için de yaşamaktadır. ABD bir tür korku imparatorluğudur. Nurettin İğci “Bay Buş” ta korku nedeniyle ortaya çıkan  gülünçlükleri iyi değerlendirmiş. Buş, kendini korumak için çeşitli önlemler alır, 11 Eylül’den  sonra. Bundan  dolayı uçan bir çok canlının uçuşunu yasaklar.

            “-Henüz onlara kısıtlama getirmiyorum. Ama her an  bu da ola bilir. Yasaklama şimdilik sinek, arı, kelebek, karga, şahin, helikopter böceği gibi hayvanlar için  söz konusu.” (s.27)

 Buş’un kendini korumak için düşündükleri arasında görünmez olmak, hatta kadın kılığını girmek de vardır.

            Ladin‘in Buş’un başına ödül koyması bardağı taşıran son damla olmuştur. Çocuk çoluk demeden  öldüren  Buş can  derdine düşmüştür. Ama her ne durumda olursa olsun ABD başkanlığını da bırakmaya hiç niyeti yoktur.

            “-Ladin, kendisi için  değer biçtiğin paranın iki katını, senin başına götürene verecekmiş.” (s.32)

            “-Başkanlığı bırakmak mı? Ağzından yel alsın. Son nefesimi verene kadar, hatta verdikten sonra bile başkanım .” (s.32)

            Birleşmiş Milletlerin de adını değiştirmeyi düşünmektedir. BM’nin adın ı çok iyi bulmuş Nurettin İğci,”Buşçu Milletler”. BM’yi oluşturan ülkeler, bugün, sadece ve sadece ABD’n in soykırımlarını onaylayan bir kurum değil mi? “Bay Buş” adlı yapıtta belirtildiği gibi hepsi de Buşçu Milletler” dir.

 

            BEYAZ SARAY YEŞİL SARAY OLURSA

            “Bay Buş” adlı yapıtta, kendini Dünya kralı olarak gören  ve öyle de bilinmesini isteyen Buş Araplarca öldürülme korkusuyla bir takım arayışlara giriştiğini yukarıda söz etmiştik. Sonunda Müslüman daha doğrusu Araplaşmaya olmaya kadar götürür işi. Baştan aşağı her şey değişir. Hemen bir şalvar giyer. Tesbih çekmeye başlar Buş. Zemzem suyu içmeye başlar. Kendi adını “El Buş” eşinin adını “Ümmi Lora” olarak değiştirir. Namaz kılmaya başlar; traş olmaz sakal bırakır.

            “-Bana en güzellerinden yüzlerce tespih ayarlayın. Evet tespih, Arapların kullandığı, şak şak diye ses çıkaran şey Büyük taneli ve doksan dokuzluk olsun, tamam mı? Sekiz-on bidon da zemzem istiyorum. Bundan böyle, dünyanın en güzel dudaklarının arasından  sadece zemzem geçecek.” (s.69)

            Buş işi daha da ileriye  götürür.Amerikan bayrağı yeşil bayrağa, Beyaz Saray’ı da Yeşil Saray’a çevirir. Kendini “İslam Alemi”nin lideri ilan eder.

            “Onlar gülerek işini yaparken, Buş direkteki Amerikan bayrağını indirip, elindekini bağladı. Yeşil bayrak, gönderde dalgalanmaya başlarken, avazının çıktığı kadar haykırdı:

            -Artık Müslümanlığın merkezi burası! Ben de şu andan itibaren İslam Alemi’nin yeni lideriyim!” (s.s. 91-93)

            Tanrıdan emirler geldiğini söyler. Emirleri yerine getirir Tanrıdan emir gelmesi eşi Lora’nın  bir oyunudur. Lora Buş’un yerine başkan olur. Ona da iki seçenek sunmaktadır: Ladin’in yanına gitmek veya akıl hastanesine yatmak.

            “-Kafayı yediğine hepiniz tanıksınız! Dünyanın en büyük ülkesinin yönetimi, böyle birine bırakılabilir mi?  Tabii ki, bırakılamaz! Onu hemen akıl hastan esine tıkın!” (s.93)

           

            Nurettin İğci’nin “Bay Buş” adlı yapıtı seviyeli mizah türüne güzel bir örnek. Çünkü son yıllarda ülkemizde bilerek mizahın muhalifliğinden uzaklaştırılması için ne gerekirse yapıldı. Ortalıkta mizah adına dolaşan seviyesiz yapıtlardan değildir, “Bay Buş.” İğci, zekice özgün buluşlarının yanından yerli kültürümüzden olabildiğince yararlanmış:teknik olarak özellikle orta oyunundan. Bu açıdan kolayca oyunlaştırılabilecek bir yapıt.

            Amerikan emperyalizmini gülerek/düşündürerek anlatan, İğci’nin ustaca buluşlarıyla mizahımızın yüz akı bir yapıt;”Bay Buş.”

 

 
  46489 ziyaretçi (97187 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol