Mustafa ASLAN
  mustafa aslan'ın burhan günel'le ilgili yazıları
 



Sonsuz Aşkım Hatay







GÜZ DE GEÇER


 

Güz de Geçer Burha Günel’in yeni romanlarından birinin adı. Yeni romanlarından birisi diyorum, Burhan Günel çalışkan yazarlarımızdan birisi. Daha önceki yapıtlarıyla Yunus Nadi Ödülleri (öykü ve roman dalında) başta olmak üzere birçok ödülün sahibi.

 

!2 MART’TAN 12 EYLÜL

Güz de Geçer edebiyatımızda fazla rastlamadığımız aralarında yaş farkı olan iki kişinin aşkını anlatıyor. Kahramanlarımızdan birisi resmi makamlarca sürekli izlenen “sakıncalı” bir ressam Yalım Bey öteki ise üniversite öğrencisi Savil’dir. Olaylar günümüz Türkiye’sinde geçmektedir, geriye dönüşlerle12 Mart öncesinden başlayarak sol içi kimi sorunlara da, fazla ayrıntıya girmeden değinmelerde bulunmuş. İlerleyen yıllarda tanıdıkları arasında dönekler arasına katılanların olduğunu belirtir, Günel.

12 Eylül darbesinde yaşı küçük çocukların yaşları büyültülerek asıldığına da göndermeler yapılarak okura sunuyor, Sivas kıyımıyla bağlantı kurarak. Yazara göre, ikisi arasında benzerlikler vardır. Her ikisinin de hedefi gençleri yok etmekti. Öyle de yaptılar. Ülkesine çok yararlı olabilecek yurtsever gençleri yok ettiler.

Naylon ipe sıralanmış serçeler genç insan ölülerini çağrıştırıyor. Ansızın bastırıyor kara bir sıcak. Terliyorum. Sivas’ta yakılan çocuk yaştaki semahçılar, 12 Eylülcülerin astırdığı gençler…” (s.235)

 

SİVAS KIYIMI

Sivas kıyımı asıl kahramanımızın ruhsal yapısını ele vermektedir. Yalım sevgilisi İpek’i Sivas’taki kıyımda yitirir. Bu onun dünyasında büyük bir yara açar. Resim yapmaya başlar. Bu yaranın iyileşmesinde resmin önemli bir işlevi olur, yaşama tutunmasını sağlar. Resmi bir kurtarıcı olarak görmektedir. Ama 1993 Temmuz’unda Sivas’taki yangının izi yüreğinde silinmemiştir. Nereye baksa alevleri görmektedir. Ömrünce yaşadığı kötü günlerin etkisini resim yaparak silmeye çalışmaktadır. Ancak bu sanıldığı kadar kolay değildir. Çünkü, “.. ama sanatsal yaratı girişiminde bulunmanın yaşamınki kadar ağır sıkıntıları vardı. Ölümün karşı durulmaz gerçekliği, yaratma sancılarına karışıyor....” (s.11)

 

HAÇLI İRTİCA VE KUKLA KÜRT DEVLETİ

Ülkede “2002 Kasımında yapılan seçimlerinden bu yana, “ takıyyeci” olduğu söylenen, bazı gazetecilerin defalarca yazdığı üzre, Cumhuriyet’e, Aydınlanma’ya, devrimlere, en başta da laikliğe karşı olduğu ileri sürülen, hakkında eleştiriler yazılıp karikatürler çizilen, “tutucu, dinci, gerici” tanımıyla dillendirilen bir kadronun ülke yönetiminde bulunduğu irkiltici süreç yaşanıyordu.” (s.s. 132-133) Bu hükümetin beslediği bir basın vardı. Haçlı irticanın yayın organları emekli valiyi hedef göstermektedir. Güz de Geçer de ise Yekta Bey Haçlı irticanın yayın organlarınca hedef gösterildiği için polis korumasında gezmektedir. Haçlı irtica ve Ortadoğu’da oluşturulmaya çalışılan ikinci İsrail yani Kukla Kürt Devleti arasında bağlantı kurmuş, yazar.

Kız bir yanıyla Türk öteki yanıyla Kürt’tür. Nişanlısı, aynı zamanda amcaoğlu yönetime karşı dağa çıkmıştır. Nişanlısından ayrılan Savil yurdunu çok sevdiğini, Amerika’nın planlarında bir kukla olmayacağını her fırsatta dile getirmektedir. Amerika’nın BOP çerçevesinde bölgede Kürtler üzerinde gerçekleştirmeye çalıştığı kimi oluşumlara karşıdır. Türk-Kürt kardeşliği çerçevesinde Ankara’nın birleştirici unsur olduğu bir karşı çıkış sergileniyor, başta ülkemizi bölmeyi hedefleyen bu projeye.

Savil’in yüzü karıştı. ’Ben bu ülkenin has vatandaşıyım. Yangın Bey!’ dedi sertçe. ‘üstelik Amerika’nın ardına düşecek kadar aptal değilim! Ülkemi çok seviyorum.” (s.99)

 

KURTARILMIŞ BÖLGELER

Ülkemizdeki çarpık kentleşmeye de dikkat çekiyor Güz de Geçer. Tatil yörelerimizden Didim, Akköy, Akbük … Anlatıldığı romanda orman alanlarının talan edildiği gerçeğini altını çiziyor. Talan edilememiş bu yerlere “Kurtarılmış Bölge” adını vermiş. Kurtarılmış bölgelerden birisi de Akbük’tür.

İlk yerleşim yeri, Akbük Köyü burası. “kurtarılmış Bölge “durumunda… deniz kıyısı ve ormanı andıran yapılaşmamış yerler var. U’nun karşı bacağında Fransız Tatil Köyü, onun az ötesinde balık üretme çiftlikleri.” (s.258)

 

Burhan Günel, günümüz olaylarını anlattığı Güz de Geçer’de ülkemizin bölünmeyle karşı karşıya olduğu gerçeğinin altını çizmiş, güzel bir aşk dokusu içinde verdiği romanında. Dil kullanımı ve anlatımıyla ustalığı üzerine hiçbir söz söylenemeyecek yazarın bu yapıtı öncekilerinin çok ilerisinde.

 

 
  46647 ziyaretçi (97391 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol